24 Ocak 2012 Salı

Floransa (Firenze) ve Pisa - 4.Gün "Somewhere Over The Rainbow"


Roma Termini istasyonuna gidip,ilk tren yolculuğumuzu Floransa ile başlattık.Öncesinde ise, Roma'dan giderayak otobüste bilet kontrolüne rastladık; ancak duraklar ve arka kapılar neden var sanıyorsunuz? Sanırım kötü bir vatandaşlık örneği sergiledik, ama biletleri bu kadar pahalı yapanlar utansın,ne yapalım!
Roma-Floransa arası hatırladığım kadarıyla iki saat kadar sürdü.Yolculuk süresince beraber oturduğumuz, üçlü olarak interraile çıkmış "gençlerle" yaklaşık bir hafta sonra aynı Barcelona treninde karşılaşınca, konuşmadığımız halde birbirimizi tanıyıp, bu sefer neler yaptığımıza dair kısa bir sohbet içine girdik.Dünya küçük mü küçük!
Floransa'ya indiğimizde ilk işimiz istasyona çok yakın San Lorenzo pazarının yakınında olan otelimize gidip,eşyalarımızı bırakmak oldu.Floransa'yı gezmeden önce,yaklaşık bir saat uzaklıktaki Pisa şehrine uğrayıp "bir Pisa kulesine bakıp çıkacaktık" mantığıyla trene atladık ve hava kararmadan şehre varıp,ufak bir Pisa turu yaptık.
Pisa kulesini görüp, o malum pozu vermek için türlü şebeklikler yapıp,biraz çimlerde uzanıp, "evet ya,gerçekten yamukmuş -eğik değil,yamuk-" diyip, Floransa'ya tekrar trenle döndük.
Akşama doğru tabana kuvvet Floransa'daki ünlü meydanları ( Duomo,Signoria,Piazza Della Republica...) gezip, ünlü Ponte Vecchio köprüsüne doğru yol aldık.Floransa, her yeri eski kokan, turist kalabalığına boğulmuş sevimli bir şehir.Köprüye vardığımızda,yerel olduğunu düşündüğüm bir müzik grubu, kendi dillerinde şarkılarını çalıp söylüyorlardı.Gün batımını arkalarına almış, herkesin bu anı ölümsüzleştirmeye çalışmasına fon müziği yapan grup, "Somewhere Over The Rainbow"u söyleyerek benim de anımın ölümsüzleşmesine katkıda bulundu.Güneşi batırdıktan sonra,köprünün biraz ilerisindeki Pitti Sarayına gittik.Dönüşte İtalyanların meşhur "pasta"larından yemeden olmaz dedik,şirin bir restoranta oturduk.
Ertesi gün Floransa'dan ayrılacağımız için,ben illa Dante'nin evini görmek istedim,ve içine giremesek de, Dante'nin yaşadığı yeri görmüş oldum,rahatladım.Bu,nedensizce, her şeyi,her yeri görme isteğim, sonradan çok yorulmama yol açacaktı.
Küçücük Floransa'da da yolumuzu kaybetmeyi başarıp,bahaneyle bir sürü sokağa girip çıktık ve sonunda kaldığımız yeri bulduk.

KISA KISA: İnternet kafede klavyede @ işaretini yapabilmek için yaklaşık yirmi dakika uğraştım,sonunda görevli geldi ve tabi aldığım yarım saati uzatmam gerekti.Çok mu acemilik ettim acaba? Kahvaltıda kruvasan yemenin 4.gününde,bu ne kadar daha devam edecek diye düşünmeden kendimi alamadım.Bir de hiç eksik etmedikleri tereyağ tabi.Türk kahvaltısı gibisi yok.

3 yorum:

  1. Arayı uzun tutunca birbirinin devamı oldugundan mı ne okunmuyo be nazan:))...:(

    YanıtlaSil
  2. Sen bile @ için yarım saat harcadıysan bir de beni düşün! :)

    YanıtlaSil
  3. Ya sorma ben de kendi benliğimden o an utandım!Utandığıma soramadım:)

    Tam ne demek istediğini anlayamadım Deniz,sıkıcı mı yazmışım?
    Okunsa da okunmasa da 30 günü de bitireceğim bu arada, geç olacak ama yine de olacak:)Tercih senin.

    YanıtlaSil