16 Kasım 2010 Salı

Altını Çizdiklerim 3



"Sadece tek bir hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz;bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz."

" 'Einmal ist keinmal' diyor Tomas kendi kendine.Sadece bir kere olan şey,diyor Alman özdeyişi,hiç olmamış sayılır.Yaşanacak bir tek hayatımız varsa eğer,onu hiç yaşamamış da olabiliriz,fark etmez." //Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği-Milan Kundera

Altını Çizdiklerim 2


"Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak.Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum,çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi olsunlar,seni olduğun gibi kabul etmeliler,ya da seni yitirmeyi göze almalılar.İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı'nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir,O'nun yüreği de çok geniştir.Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama."//Afrikalı Leo-Amin Maalouf

13 Kasım 2010 Cumartesi

Altını Çizdiklerim


"O anda,ana-babamdan ve bu iki kişiden başka hiç kimseyi sevmediğime inandım.Belki de ilk aşklarımızdan asla tam anlamıyla kurtulamıyoruz.Belki de,gençliğin olanca müsrifliğiyle,nasılsa verecek daha çok şeyimiz var yanılsamasıyla,bağlılığımızı kolayca,bol keseden dağıtıyoruz." (Jonathan)//Dünyanın Sonundaki Ev-Michael Cunningham




Ön yargı

Ön yargı kötü bir duygu."Duygu" demek doğru mu,ondan bile emin değilim."Çıkmaz" belki ;ön yargı bir çıkmaz. Yargıladıkça içinden çıkamazsın.Kötü bir öğretmendir de;ikinci kez soramazsın.Sorman gereken duruma düştüğünde de kendini kötü hissedersin.Suçlu ve biraz da pişman."Tecrübe" diyebileceğin kadar hata yapmana da izin vermez.Anlık bir "durum" değildir çünkü.Yaşam biçimidir.Ya ön yargılısındır,ya da değilsindir.Arada gidip gelemezsin,aksi takdirde "dengesiz" olursun.Dengesizlik de kötüdür,ön yargı gibi.
Ön yargılarımızdan nasıl kurtuluruz bilmiyorum.Herkes hakkında iyi düşünmeye başlamak pek sağlıklı bir duru
m değildir.Her şeye şüpheyle bakmak da, paranoyak yapar insanı bir süre sonra.İki ucu "kirli"değnek.En iyisi "hissizlik" sanırım.Hissetmemek.Olduğunu ya da olmadığını,iyiliğini-kötülüğünü,zorluğunu-kolaylığını düşünmemek,haklarında hiçbir şey hissetmemek.Ancak bu hissizliği zevk aldığımız durumlarda hoşlanmaya,sevmediğimiz durumlarda ise kabullenmeye çevirmeliyiz.Öteki türlü idare edemeyiz.İdare etmezsek yaşayamayız.Yaşayamazsak?Madem şu an "varız",yaşamalıyız.
Ön yargılar gözümüzü bağlamasın.Her şeyin ve herkesin bir değeri vardır.


"Toy çağım-
da bir öğüt vermişti babam,hala küpedir kulağıma.'Ne zaman,'demişti,'birini tenkide davranacak
olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!'
Bu kadarcıkla bağlamıştı sözü ama,oldum olası babamla böyle kapalı konuşup şıp diye anlaşıverdiğimiz için,
bu öğüdün altında da çok daha başka şeylerin yattığını sezmiştim.O zaman bu zaman, sağı solu
yargılamaktan kaçınır oldum;bu huy beni nice tuhaf tabiatlı insanla kaynaştırdığı gibi, bir alay can sıkıcı kimseye de kurban kıldı."//Muhteşem Gatsby-Scott Fitzgerald


12 Kızgın Adam filminden bir sahne: Ön yargıyla nasıl baş edersiniz?
(01:17:48)