2 Şubat 2012 Perşembe

Marsilya (Marseille) - 9.Gün "Montpellier'e Gitmeden"


Sabah, akşamdan kalma tatlı yorgunlukla (hep böyle benzetmeler yapmak istemişimdir) uyandık ve biraz tepede olan Notre-Dame de la Garde bazilikasına doğru yola çıktık.Bazilikayı görmek bahane, giderken görülenler şahane mantığıyla, tepeye giden dik merdivenlere ulaştık,terledik, ancak sonunda manzaranın buna değdiğini gördük.
Dönüşte yine Marsilya'nın dar ve sakin sokaklarından geçtik, aradığımız her yeri kolaylıkla bulabiliyorduk çünkü şehir planlaması oldukça iyiydi ve haritayı okumak oldukça kolaydı. Marseille, Fransa'nın en büyük 2.şehriymiş. Nitekim, eski liman bölgesi olarak adlandırılan yere giderken de şehrin canlılığına kendinizi kaptırıyorsunuz. Tabi arada resmi kurumlara dönüştürülmüş; belediye,adalet ve bir sürü ıvır-zıvır saraylarının önünde de fotoğraf çektirmeden kendinizi geri alamıyorsunuz. (Ivır-zıvır dedim kusura bakmayın,hepsini takip etmek oldukça zor oluyordu çünkü.)
Çantalarımızı almaya giderken hafif hüzünlendik, Marsilya'yı da benimsemiştik çünkü ancak sonraki durağımız için de heyecan duymuyor değildik.Bolca kahve depoladık ve Gare de Marseille Saint-Charles'a gittik.
Au Revoir Mon Ami Marseille!

KISA KISA: Marseille, temiz 2 günü hakediyor, bizim ki hızlı bir gezi olduğundan çok vakit ayıramadık ama Nice'e uğramak yerine direk buraya geçilebilirmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder