"Jonathan inatla her gün,gün doğumundan gece yarılarına dek çalıştı.Fakat tüm çabalarına rağmen, başladığı noktadan bir adım bile ilerleyememişti.
30 Aralık 2010 Perşembe
Altını Çizdiklerim 7
"Jonathan inatla her gün,gün doğumundan gece yarılarına dek çalıştı.Fakat tüm çabalarına rağmen, başladığı noktadan bir adım bile ilerleyememişti.
24 Aralık 2010 Cuma
23 Aralık 2010 Perşembe
Altını Çizdiklerim 6
"Bakın,yağmur yağarken saray yerine bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için belki kümese girerim.Fakat kümes beni yağmurdan korudu diye,şükran borcumu ödemek için kümese saray gözüyle bakamam.Bana gülecek, hatta böyle bir durumda sarayla kümes arasında bir fark olmadığını söyleyeceksiniz.Evet, hayatta tek gayemiz ıslanmamak olsaydı, dediğiniz doğruydu diye cevap veririm ben de." //Yeraltından Notlar-Dostoyevski
21 Aralık 2010 Salı
Okumalık Albüm:Rubber Soul
Rubber Soul:1965 aralığında piyasaya sürülmüş kanaatimce hem The Beatles hem hayranları hem de müzik çevreleri için dönüm noktası olmuş bir albümdür. Albümün adı, bir müzisyenin Mick Jagger’ın şarkı söyleme stiline yaptığı “plastic soul” benzetmesinden ilham alınarak konulmuş olup,Paul McCartney bu benzetmeyi yapmıştır.Biz dinleyicilere göre ise bu benzetme her şey olabilir; ruhlarımızın giderek hissiyatını kaybetmesi,böyle olmanın belki de daha az acı çekmemizi sağlaması ya da sadece plastik,lastik bir ruh.
Hayatın içinden çok basit kelimelerle kurulmuş, dinledikçe anlamına daha da sarıldığımız cümleler barındıran bu albüm diğer Beatles albümleri gibi romantik, duygusal ve yaşamaya dair. Ancak “Girl” şarkısındaki gibi olmak isteyebileceğimiz bir kızın yanında “Norwegian Wood” gibi yerinde olmak istemeyeceğimiz bir kızı tasvir eden, bizi tezatlarıyla içine çeken bir albümdür Rubber Soul. Yerinde olmayı isteyebileceğimiz kızları, o kızlara sahip olan ya da olamayan erkeklerin duygularını anlatan şarkıları olduğu kadar, “In My Life” gibi tüm hayatınızı bir şarkıyla özetleyin denildiğinde rahatlıkla örnek olarak verebileceğimiz şarkılar da vardır bu albümde. Etrafımızda planlar yapmadan yaşayanları, kendini akışa bırakanları ve aslında hepimizin bir yerde böyle olduğunu ya da olmak istediğini anlatan “Nowhere Man” ;“What Goes On” gibi sorularına cevaplar arayanlara seslenen ve en güzel kavramlardan ve duygulardan biri olan aşkı, kelime bazında biraz da karşısındakini alaya alarak anlatan “The Word” gibi sayısız güzel şarkıyı barındırır bu albüm.
“In My Life” bu albümde sözleri, vokalleri, bası, piyanosu, davulu ve gitarıyla bir bütün olarak dinlemeye doyamadığımız, doyamadığım en güzide şarkılardan biridir. İlk saniyesiyle bizi hatırladığımız ilk anıya götürür, bir anda bizi ağlatacak gibi olur, sonra yaşadıklarımızın keyfine varmamızı sağlar ve hayatımızdaki en özel insana, içi boşalmamış cümlelerle seslenmemize vesile olur. “Girl” şarkısındaki iç çekmeleri de hep “In My Life”ın devamı olarak görürüm. Belki de “In My Life” şarkısındaki en sevilen kız “Girl”dür derim hep içimden ve o kızın adı da “Michelle”dir.Çokça duygusallığın arkasında bir serzenişte vardır bu albümde. “Think For Yourself” ve “Run For Your Life” şarkılarında artık umutsuzluğa düşmüş bir aşık vardır ve bu umutsuzluğunu da “You Won’t See Me” şarkısıyla doruğa çıkarır The Beatles üyeleri. Yine sözlerle birbirini tamamlayan, müziğe ve vokallere sahiptir bu şarkılar, biz de artık gitarın etkisiyle coşarız ve bu acımasız kızlara kızarız.Kim bilir belki de onlardan biriyizdir! “I’m Looking Through You” bize, değişen huyları, değişen sevgilileri anımsatır.
Ancak “Norwegian Wood” ve “Drive My Car” şarkılarıyla bu melankoliden biraz da olsa çıkartır bizleri Lennon ve MacCartney. Tabi eğer albümdeki şarkıları karışık dinlerseniz, keza albümün açılış şarkılarıdır bunlar.
“Wait” tam olarak bir yere konumlandıramadığım ancak her dinlediğimde farklı şeyler hissettiğim, sözlerden ziyade melodisiyle beni bir yerlere götüren şarkıdır. “If I Needed Someone” ise “Wait” gibi her dinlediğimde farklı duygular uyandıran, bazen aşık olunan kişiyi bazen de en yakın dostu anımsatan bir şarkıdır.
Şarkıları albüm sırasına göre değil de hissetme sırasına göre dinlemeye “Beatles” etkisi diyorum.Sadece “Rubber Soul” albümü için değil, tüm albümleri için geçerli bu. “Rubber Soul” albümüne gelene kadar çok “hit” şarkılar üretti Beatles, ancak bu albüm sanki, artık daha farklı ne hissedebiliriz sorusuna cevap niteliğindedir. Bu albümden sonra gelen “Sgt Peppers Lonely Hearts Club Band” ve “ Yellow Submarine” gibi dinlemeye doyamadığımız albümler de oldu. Ancak tüm hayatımızı özetleyen şarkılara sahip olması bakımından “Rubber Soul” albümünün yeri her zaman farklıdır.
14 Aralık 2010 Salı
Altını Çizdiklerim 5
12 Aralık 2010 Pazar
Altını Çizdiklerim 4
19 Kasım 2010 Cuma
16 Kasım 2010 Salı
Altını Çizdiklerim 3
Altını Çizdiklerim 2
"Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak.Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum,çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi olsunlar,seni olduğun gibi kabul etmeliler,ya da seni yitirmeyi göze almalılar.İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı'nın ülkesinin çok geniş olduğunu söyle; O'nun elleri çok geniştir,O'nun yüreği de çok geniştir.Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama."//Afrikalı Leo-Amin Maalouf
13 Kasım 2010 Cumartesi
Altını Çizdiklerim
"O anda,ana-babamdan ve bu iki kişiden başka hiç kimseyi sevmediğime inandım.Belki de ilk aşklarımızdan asla tam anlamıyla kurtulamıyoruz.Belki de,gençliğin olanca müsrifliğiyle,nasılsa verecek daha çok şeyimiz var yanılsamasıyla,bağlılığımızı kolayca,bol keseden dağıtıyoruz." (Jonathan)//Dünyanın Sonundaki Ev-Michael Cunningham